Sabah akşam koşuyor ve günün sonunda keyifli ve yorgun, bir o kadar da karamsar oluyoruz. Sanatkarlar ne yapsın, o denli berbat bir periyot ve dünya ki onlar da yaralarını kazıyor!
“Senin de yaran, Rosa” standı, Pelin Uran’ın küratörlüğünde, ne yazık ki artık öğrencisi kalmadığı için kapalı olan Kurtuluş’daki Rum ilkokulunda açıldı. İşleri anlatmayı Gila Benmayor’a bırakıyorum, zira beni çok kararttı. Hele okul merdivenlerinden üst çıkarken adaya sürgün edilip de birbirlerini yiyerek ölmüş köpeklerin seslerini çağrıştırmak için yapılan ses yerleştirmesi!
ALKIŞLAR BİTMEK BİLMEDİ
Neyse ki kısa bir moladan sonra akşam üstü 32. Akbank Caz Festivali’nde Julio Resende Duo’yu dinlemeye gittim. Portekizli müzisyenler her Portekizlinin vazgeçemediği fado geleneğini caza uygulamış. Her iki müzik cinsini de çok sevdiğim için standın üzerine ilaç üzere geldi konser. Julio Resende, 9 fado albümü yayımlamış. Son albümü ise “Fado Jazz” ve konserde bundan modüller çaldılar. Portekizli gitarda Bruno Chaveiro, çalarken kendinden geçiyor. Küme aslında sololarıyla bütün salonu uçurdu: Baterist Alexandre Frezao, daima değiştirdiği bagetleri, enstrüman modülleriyle büyücü üzereydi, her birinden farklı ses çıkarıyor ve bembeyaz saçlarına karşın harikulade uzun solo performans çıkarıyor. Nefes almadan izliyoruz. Konserin sonuna hakikat, Julio, tek başına bir piyano solo yaptı, alkışlar bitmek bilmedi. Bu ortada kümenin ismi duo ancak dört kişiydiler.
RUHUN GIDASI